Çirkin Ördek Yavrusu Masalı - Adisebaba Çocuk Masalları
Bir çiftlikte sevimli bir ördek ailesi yaşıyormuş. Anne ördek, yumurtalarının üstünde oturmuş, yeni yavrularının yumurtadan çıkacağı zamanın gelmesini bekliyormuş. Tam yedi yumurta varmış çatlamayı bekleyen. Güneşli bir sabah, nihayet yumurtalar çatlamaya başlamış. Biraz sonra altı sevimli ördek yavrusu neşeyle yumurtalarından dışarı çıkmışlar. Yavrular bu yeni dünyaya alışmaya çalışıyorlar, annelerinin etrafında yürümeye çalışıp bağrışıyorlarmış. Fakat en büyük yumurta hâlâ çatlamamış. Anne ördek endişelenmiş. Bir terslik olduğunu düşünmüş. Biraz daha beklemeye karar vermiş. En sonunda yedinci ve en büyük yumurta da çatlamış. Yumurtadan çıkan ördek şaşkın şaşkın etrafına bakınıyormuş. Ama anne ördek ve diğer kardeşleri ondan daha çok şaşkınmış. Çünkü bu ördek kardeşlerine hiç benzemiyormuş. Diğerlerinden daha iriymiş, gri, beyaz tüyleri varmış. Diğer yavru ördekler gülmeye başlamış.
Aradan bir zaman geçmiş. Yavru ördekler büyümüş ama bizim çirkin ördek yavrusu onlardan daha da büyümüş ve tüylerinin rengi farklılaşmış. Zaman akıp gidiyormuş. Çirkin ördek gittikçe daha farklı ve daha üzgün bir ördek olmuş. Kardeşleri onunla oynamıyormuş. Çiftlikteki tüm hayvanlarda onunla alay ediyormuş. Anne ördekse onu hep tehlikelere karşı koruyup onu teselli etmeye çalışıyormuş. Çirkin ördek zaman geçtikçe kendisini daha da kötü hissetmiş. Geceler boyunca sessiz sesiz göz yaşı dökmüş. Kimsenin onu istemediğini düşünmüş. Bir gün, yaşadıkları göl kenarına ellerinde tüfeklerle avcılar gelmiş. Avcılar gördükleri ördeklere avlamaya başlamış. Anne ördekte göl kıyısında yavrularına yiyecek ararken avcılar tarafından yakalanmış. Çirkin ördek olanlardan habersiz o gün sabaha kadar annesinin dönmesini beklemiş ama annesi dönmemiş. Zavallı ördek ne yapacağını bilemiyormuş. Önce köpeğin yanına gitmiş ama köpek onu kovmuş. Ördek sonra tavuğun yanına gitmiş ama tavukta onunla alay etmiş. Çirkin ördek çok üzülmüş.
Annesi de artık olmadığı için bu çiftlikte kalma sebebi kalmamıştır. Çirkin ördek o sabah erkenden çiftliği terk etmiş. Yüzerek gölün diğer tarafına geçmiş. Yolda gördüğü hayvanlara hep aynı soruyu sormuş. Herkesten aynı olumsuz cevabı almış. Kimse böyle bir ördek görmemiş. Zavallı ördek tekrar yola koyulmuş. Bir başka göle ulaşmış. Orada gördüğü kazlara da aynı soruyu sormuş. Bizim çirkin ördek yavrusu oradan da uzaklaşmış. Karşısına yeni bir göl daha çıkmış. Bu sefer yalnızmış. Etrafta kimseler yokmuş. Kimse onu sevmediği için artık hep orada kalacakmış. Aradan aylar geçmiş. Çirkin ördek yalnız olmasına rağmen çok mutluymuş.
Bir gün gökyüzünde güneye göçen beyaz, uzun, ince burunlu, geniş kanatlı çok güzel kuşlar görmüş. Onlara hayranlıkla bakmış. Kış iyice bastırmış. Bembeyaz karlar yağmaya başlamış. Ördek yavrusu, ilk kez gördüğü karı çok sevmiş. Karlara batıp çıkıyormuş. Yağan karlar yüzünden bembeyaz görünüyormuş. Ama karlar her yanı kapladığı için yiyecek bulması çok zorlaşmış. Yiyecek aramak için yürümeye başlamış ama çok üşümüş ve yorulmuş. Bu sırada bir çiftçi ile karşılaşmış. Çiftçi ona acımış ve ısınması için ceketinin içine koymuş. Çiftçi ördeğe büyüyene kadar bakacakmış. Çiftçi söylediği gibi ona çok iyi bakmış. İlkbahar geldiğinde çirkin ördek o kadar büyümüş ki özgürce dolaşabilsin diye çiftçi onu göle bırakmaya karar vermiş.
Hikayenin devamını merak ediyorsanız izlemeye devam edebilirsiniz.
