Sponsorlu Bağlantılar

Gül ve Ece - 16. Bölüm

Videoyu Oynat
20 July 2021, 09:40 13:09 3422

Ece camın önünde üzgün ve ağlamaklı bir şekilde dışarıyı izliyordur. Gül onun yanına gelir. Neden ağladığını sorunca Ece, Sevgi'nin ona nasıl içli baktığına üzüldüğünü söyler. Gül, bugün yanış bir şey yaptığını söyleyince Ece onu tersleyerek yanlış bir şey yapmadığını söyler. Bugün Ece'yi polisler mendil satarken ve bir arabanın camına taş attığını gördükleri için karakola götürmüşlerdir. Ece'nin babası gelince komiser, ona mendil sattırdığı için kızınca babası fenalaşıp bayılacak gibi olmuştur. Ece'nin üstü başı da kir içindedir. Ece her şeyi onlara anlatmaya başlamıştır. 

Ece, Gül ile birlikte parkta sallanırken ilerde mendil satan kendi yaşlarında bir kız görmüştür. O kızın uzaktan onlara bakmasına dayanamayıp yanına giderek tanışmış ve onlarla birlikte parkta sallanmasını istemiştir. Sevgi, mendil satması gerektiğini söyleyince Ece, elindeki mendilleri alıp kendi satacağını söylemiş. Üstü başı temiz olduğu için toprakla hem yüzünü hem elbisesini kirletmiştir. Sevgi de bu sırada keyifle salıncak da sallanıyormuş. O bir arabaya mendil satmaya gitmiş. Adam onunla alay edip gönderince Ece de arabasının camına taş atmıştır. Kaçarken de polise çarpmıştır. Ece bu yaptıklarından asla pişman değildir. Sevgi'nin onlar gibi mutlu olmasını istemiştir. Günlüğüne de bugün yaşananları ve duygularını yazar. Yazdıkları ise; 

– Ben bugün çok güzel bir şey yaptım günlüğüm… Gerçi çok azar işittim, sonra nasihat nasihat… Ama olsun, ben zaten alışkınım bunlara… Ne yaptın ki dediğini duyar gibiyim. Sadece küçük bir iyilik yaptım. İyilik yaptığı için hırpalanan tek insan benim herhalde. Neyse, bugün Sevgi'nin parkta oynamasını sağladım. O çocuk, tabii ki parkta oynayacak. Seninle ne ilgisi var diyebilirsin ama öyle değil günlüğüm. Her çocuk benim gibi, Gül gibi şanslı değil. Küçücük olmasına rağmen çalışmak zorunda olan, ya da zorla çalıştırılan o kadar çok çocuk var ki… Mesela çocuklar mendil satıyor ama burnu aksa ya da ağlasa mendilin bir tanesini bile kullanamıyor. Simit satıyor, aç bile olsa sattığı simitlerin bir tanesini bile yiyemiyor. Belki de tadını hiç bilmediği şekerlemeleri içi gide gide kendi yaşındaki çocuklara satıyor. Parasının yetmeyeceği ayakkabıları, başkaları alsın diye uğraşıyor… Yani büyüklerin yapmaları gereken şeyleri onlar yaptığı için oyun oynamadan, oynayan çocukları uzaktan izleyerek büyüyorlar. Bana ne kadar kızarlarsa kızsınlar… Yaptığın yanlışın farkında mısın? desinler. Ben yanlış bir şey yapmadım. Sadece doğru bir şey yapmak isterken yanlış yol izledim.