Kız Kulesi Masalları - Çitlembik - Begüm Öner

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, her bir köşesi çiçekle süslenmiş bir ülke varmış. Bu ülkenin halkı mutlu, huzurlu ve bolluk içinde yaşarmış. Hükümdarlarıysa adil, zeki, çalışkan ve çok iyi kalpli biriymiş. Hanımıyla birlikte bütün ömürlerini halklarının daha mutlu yaşamasına adamışlar. Yalnız bu karı kocanın bir üzüntüleri varmış. Bir evlat sahibi olamamışlar. Ama sarayın bahçesindeki ağaçlar ve çiçekler onların evlatları olmuş. İkisinin de en sevdiği şey bu bahçede gezinmek, renk renk çiçekleri sulamak ve onlarla konuşmakmış. Hele bahçede bir Çitlembik ağacı varmış ki bu ağacın altında oturup sohbet etmeden güne başlayamazlarmış. 

Gel zaman git zaman hükümdarı bir endişedir alıvermiş. Günlerce uykuları kaçmış. Ağız tadıyla yemek yiyemez olmuş. Yine bir gün hükümdar ve hanımı, Çitlembik ağacının altında dinleniyorlarmış. Hanımı, hükümdara neden bu kadar üzgün olduğunu sormuş. Hükümdar, önce üzüntüsünün sebebini söylemek istememiş. Ama sonra hanımı ısrar edince dayanamamış başlamış anlatmaya. “Bir evladımız olsaydı onu öyle doğru, öyle dürüst, öyle çalışkan bir şekilde yetiştirirdim ki. Tahtımı içim rahat bir şekilde ona emanet ederdim. Şimdi ne yapacağım? Bu güzel ülkemi kime emanet edeceğim?”

Tam o sırada Çitlembik ağacından pembe, yusyuvarlak bir Çitlembik tanesi kadının kucağına düşüvermiş. Çitlembik tanesi, dile gelip konuşmaya başlamış. Bu konuşanda kim diye sağa sola bakmışlar ama kimseyi görememişler. Çitlembik tanesi zıplayarak kendini belli etmeye çalışmış. Böylece sevimli Çitlembiği fark etmişler. Çitlembik gülümseyerek konuşmaya başlamış. “Dediklerimi yaparsanız derdinize deva bulacaksınız.” Hükümdar ve hanımı kulak kesilip dinlemeye başlamışlar. Çitlembiğin anlattıkları bittiğindeyse ikisinin yüzünde bir aydınlık belirmiş. Sizce bu aydınlığın sebebi ne olabilir? Masalın devamında olanları merak ediyorsanız izlemeye devam edebilirsiniz.